28 Ağustos 2007 Salı

Necip Fazıl Kısakürek

Efendi Hazretleri, her haliyle etekleri altında bütün bir cihanı gizleyen ve küfrün en kuduz devrinde gelmiş olmak bakımından derecesi en ileri olmak icap eden o büyük kutuptu ki, hikmeti doğrudan doğruya peygamberlik sırrından devşirici irşad makamının, Abdulhalik Gucdevani, Şah-ı Nakşibend, Ubeydullah Ahrar, İmam-ı Rabbani, Mevlana Halid ve daha niceleri gibi üstün temsilcileri arasında mevki sahibi bulunuyor; en büyük hususiyeti de en azgın küfür mevsiminde her kemalin kefaletini şeriatta göstermek memnuniyetinde toplanıyordu.
Uydurma Menemen hadisesi münasebetiyle şeyh ve şeyh bozuntusu kim varsa toplayır Menemen’e gönderildikleri zaman, Efendi Hazretlerini de, ne tarikat, ne siyaset, dış dünyaya sızan hiç bir faliyetleri olmadığı halde yakaladılar ve oralara sürdüler. Binbir çile içinde dimdik, tevekkülle ilahi iradeyi bekledi ve huzurunda olanca müdafaasını, şu kitabındaki harikulade cümleye sığdırdı:
“- Ben şeyh değilim ve o yüce mertebeye layık olmaktan uzağım; yok, eğer şeyhlik, devrimizde gördüklerimin hali demekse ona da tenezzül etmekten münezzehim!”

-->


O ve Ben kitabından

0 yorum:

analitik