17 Ocak 2009 Cumartesi

Arap Birliği yerine Chavez ve Erdoğan

İsrail'in son ateşkes kararını reddetmesi ve kararlarını hiçbir zaman kabul etmemesi nedeniyle, BM Güvenlik Konseyi bu ülkeye yaptırım dayatmalı. Bu ifadeler, öfkeli Arap sokaklarında düzenlenen bir gösteride ifade edilmedi; bunlar, Türkiye Başbakanı Tayyip Erdoğan'ın sözleri.

Gazze'deki savunmasız Filistinlilere karşı Siyonist katliam başladığından beri, 'akıllı' Arap siyasiler ve gazeteciler teslimiyet, acziyet ve işbirliği anlamına gelen ılımlılık ve gerçekçilikle başımızın etini yiyor. Oysa gerçekçilik, direnişin teslim olması ve Filistinlilerin kaderlerinde yazılan işgali, ablukayı ve haklarından ödün vermeyi kabul etmesi anlamına geliyor.

Erdoğan İsrail'i kınayarak Arap rejimlerini 'çıkmaza soktu.' Katliamları insanlık tarihinde kara bir leke olarak tanımlarken, sokaklarda gürleyen Arap halkları gibi konuşuyordu. Bu durum rejimleri rahatsız etti ve halkları karşısındaki trajedilerini artırdı.

Erdoğan Arap rejimlerini, siyaset ve medyadaki akıllıları sıkıntıya sokarak sınırı aştı. Çünkü İsrail'e yaptırımdan söz etti. Güvenlik Konseyi yaptırım dayatmazsa, bunu Türkiye ve dünyanın yapması gerektiğini söyledi. Yaptırımlar bazen 'ılımlılık ve gerçekçilik', bazen de 'ulusal çıkarlar ve uluslararası ilişkilerin kaçınılmazlığı' adı altında İsrail ve ABD karşısında beyaz bayrak çekmiş olan bölgede düşünülmemesi gereken kırmızı çizgiydi.

Arap rejimleri katliama karşı koyma noktasındaki acziyetlerinin üzerini, ulusal çıkarlarını savunma gerekçesiyle nasıl örtecekler şimdi? Üstelik, Erdoğan ABD ve Avrupa'da çıkarları bulunan ülkesine karşı mı? Türkiye başbakanı, ülkesinin ortağı olduğu AB'nin yaptırımlarından korkmadığını nasıl gösterebiliyor? Arap rejimleriyse, Barselona sürecinden çekilme tehdidinde bile tereddüt ediyor. Arap siyaseti niçin katliamdan beri Arap çıkarlarına ve Filistin sorununa zarar vereceği iddiasıyla bunu uzak bir silah olarak görmekle meşgul?

Bazıları Venezüella Devlet Başkanı Hugo Chavez'i takdir etmek için Arap Birliği'nin Caracas'a taşınmasını istedi. Türkiye'yse, Arap ülkelerinden daha iyi bir tavır sergiledi. Dolayısıyla herhangi bir Arap liderinin Erdoğan veya Chavez'le yapacağı bir zirve, herkesi kapsayan olağanüstü zirveden daha faydalı olur. Arap zirvesi artık çözümden çok sorun. (Ürdün gazetesi Ahbar El Yevm, 14 Ocak 2009)


Tahir Al Advan
RADİKAL

http://www.timeturk.com/Tahir-Al-Advan-Arap-Birligi-yerine-Chavez-ve-Erdogan-8072-yazisi.html

0 yorum:

analitik